Sivas Kongresi’nin yıldönümü olan 4 Eylül 2020’de “Memleket Hareketi” olarak “halk için halkla birlikte siyaset” diyerek yola çıktık. Memleket Partisi, ülkenin her yanında gönüllü olarak harekete geçen kitlelerin inancı, isteği ve güveni sonucunda doğdu. Siyasete inancını yitirmiş, siyasetten dışlanan herkes için bir umut oldu.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Devlet, millet adına bu egemenliği, Anayasada belirtilen ilkeler çerçevesinde yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Kaynağını millet iradesinden aldığımız bu anlayıştan yola çıkarak devlet yönetiminde “Cumhuriyetçi Demokrat” değerleri benimseyeceğiz.
Ülkemizin bugün yaşadığı en temel sorun, toplumun adalete, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığına olan güven kaybıdır. Bu güvensizlik ekonomik ve sosyal sorunları da derinleştirmektedir.
Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.” Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi eğitim, toplumun var olma çabalarının en önemli araçlarından biridir. Çocuklarımızı yetiştirirken şu eğitim kazanımlarını hedefleyeceğiz
Türkiye ekonomisi, erozyona uğratılmış devlet kurumlarının, bu kurumlara olan sarsılmış güvenin ve zafiyete uğramış beşerî ve fiziki kamusal sermayenin yarattığı kırılgan bir yapı sergilemektedir. Küresel olgular ve beklentiler de bu kırılgan ekonomik yapının yarattığı refah ve gelecek kaygısını artırmaktadır.
Covid-19 pandemisi nedeniyle dünya genelinde talep daralması gerçekleşmiştir. Krizin etkilerini hafifletecek şekilde ihracat miktar, oran artışını hedefleyen, ithalatta ise azalmayı öngören kademeli ulusal dış ticaret stratejisi oluşturacağız. Öncelikli hedefimiz, küresel piyasalarda emeğin hakkını ve katma değerini artırmak; kalite, marka üreterek, uluslararası alanda rekabet gücümüzü üst seviyelere çıkarmaktır.
Türk Tarımı, yanlış politikalar neticesinde yüksek maliyetle üretim yapmaya çalışan, dünya piyasalarında rekabet edemeyen bir konuma getirilmiştir. Aynı zamanda tarımsal verimliliği, üretici geliri ve kendine yeterliliği düşük, dışa bağımlılığı yüksek, istikrarsız, plansız, kayıtsız ve potansiyel zenginliklerden faydalanamayan, bunu üretime, zenginliğe dönüştüremeyen bir durumdadır.
Tüm ülkeler, iklim değişikliği ve bununla birlikte gelişen küresel ısınma tehdidine çözüm üretme çabasındadır. Türkiye’de ise hızlı ve dengesiz nüfus artışı, göç hareketleri, plansız sanayileşme, plansız kentleşme, doğal kaynaklarımız ve çevreye ilişkin yanlış ve rant amaçlı uygulamalar, çevreyi, ekolojik dengeyi tehdit eder noktaya gelmiştir.
Yaş, cinsiyet, etnik kimlik, din, ideoloji ve sosyo-ekonomik güç ayrıcalığı olmaksızın herkesin mümkün olan en yüksek düzeyde sağlık hizmetine kavuşması doğal hakkıdır. Bu nedenle sağlık hizmetlerinin sağlanması devletin sorumluluğu altında olmalıdır. Bu amaçla devlete bağlı hastanelerde ve sağlık merkezlerinde, sağlık hizmetlerinin diş sağlığı hizmetleri dâhil kaliteli ve ücretsiz olmasını sağlayacağız.
Partimizin sosyal politikaları, sosyal yurttaşlık kavramı etrafında geliştirilen, eğitimi, sağlığı, barınmayı, asgari geçimi, doğal çevreyi anayasal hak olarak gören bir anlayışa dayanmaktadır.
Farklı çevrelerce Doğu-Güneydoğu Sorunu, Terör Sorunu ya da Kürt Sorunu olarak adlandırılan meseleyi ortak kültür ve tarihimiz, birliğimiz, esenliğimiz, ulusal bütünlüğümüz kapsamında barışçıl yöntemlerle çözeceğiz.
Ülke turizmini ve tüm turizm paydaşlarımızı sürdürülebilir çevre şartlarını dikkate alarak geleceğe hazırlayacağız. Yenilikçi projeler üreterek turizm sektörünü günümüz teknolojisiyle uyumlu hale getireceğiz.
Dijitalleşmenin ürünü olan nesnelerin interneti, sensör teknolojileri, akıllı otomasyon teknolojileri, robotik, veri analitiği ve yapay zekâ, artırılmış gerçeklik, bulut teknolojisi, blok-zincir ve eklemeli üretim gibi yeni teknolojiler artık hayatımızda başrol oynamaya başlamıştır. Gelecekte ekonomik ve sosyal alanda güçlü olacak ve rekabetçiliğiyle öne çıkabilecek ülkeler ancak dijitalleşmenin getirdiği dönüşüm sürecini yakalayabilenler olacaktır.
Ulusal Enerji Politikamız, “Yaşanılabilir Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma” temel yaklaşımımız çerçevesinde, enerji talebinin ulusal, doğal ve yenilenebilir kaynaklara öncelik verilerek, yeterli, kaliteli, kesintisiz, ekonomik, çevreye ve ekosisteme duyarlı bir şekilde karşılanmasıdır. Bu amaçla enerji verimliliği temel esasında her türlü teknik ve teknolojinin kullanılması ve geliştirilmesidir.
Ülkemiz coğrafi konumundan dolayı yüzyıllardır uluslararası ticaretin önemli bir geçiş yolu olmuştur. Bu konumun operasyonel ve finansal cazibesini artırmak için hem ulusal hem de uluslararası ihtiyaçları gözeten alt ve üstyapı çalışmaları yapacağız. Bu çalışmaları yaparken dört kavram (Sürdürülebilir, Teknoloji Destekli, Çevreci, Yenilikçi) temel ilkelerimiz olacaktır.
Türkiye coğrafyası itibarı ile bir deniz ülkesidir. 21. yüzyılda “devleti ve halkı ile denizcileşme”yi milli hedef haline getireceğiz.
Gençlerin eğitimde, bilimde, teknolojide, sporda, sanatta, kamuda, özel sektörde ve sosyal hayatta hiçbir ayrımcılığa uğramadan fırsat eşitliğine dayalı, öncü rol oynamalarını sağlayacak, istihdam problemlerini çözecek, özgürlüklerini ve mutluluklarını garanti edecek her türlü tedbiri alacağız.
Halkın çağdaş anlamda spor yapması ile gelişmişlik arasında önemli ölçüde bir paralelliğin varlığı kabul edilmelidir.
Evrensel değerleri gözeterek bu coğrafyadaki tüm kültürlerin ve sanat eserlerinin, sanat mirasının ve faaliyetlerinin korunması, yaşaması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız.
Türkiye’nin, medya kalitesi ve özgürlüğü bakımından dünyanın en geri ülkeleri arasına itildiği gerçeğinden hareket ederek, halkın doğru ve tarafsız haber almasını sağlayacak özgür medya yapılanmasına önem vereceğiz.