
Muharrem İnce, “Size bugün bir iktidar muhalefet ortaklığını, yani Cumhur İttifakı’nı değil, Millet İttifakı’nı değil, bir Muğla İttifakı’nı anlatacağım size. Ruhsatı muhalefet belediyeleri verir, ÇED raporunu Bakanlık verir. Al gülüm ver gülüm olayıdır. Üç senden iki benden. Yani medya önünde kavga eder gibi görünürler ama arka tarafta malı götürürler” dedi.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, 29 Temmuz Cuma günü başlayan Memleket Buluşmaları Programı’na Konya, Karaman, Mut, Erdemli, Silifke, Aydıncık, Bozyazı, Anamur, Gazipaşa, Alanya, Manavgat, Side, Serik, Aksu, Kemer, Kumluca, Finike, Demre, Kaş ziyaretlerinin ardından Fethiye’de, Dalaman, Ortaca, Köyceğiz, Datça, Marmaris’te devam ediyor. Marmaris’te sabah saatlerinde bir basın toplantısı gerçekleştiren İnce, “Belki de en ilginç basın toplantısını yapıyoruz. Bunu yazabilecek kim var. Onu bende merak ediyorum doğrusu. Çünkü medyanın önemli bir kesimi medyanın elinde, kalan kısmı da muhalefetin elinde. Oysa ben size bugün bir iktidar muhalefet ortaklığını, yani Cumhur İttifakı’nı değil, Millet İttifakı’nı değil, bir Muğla İttifakı’nı anlatacağım size” diyerek sözlerine başladı.
İnce konuşmasına şu şekilde devam etti:
DEMOKRATİK BİR REJİMDE YAŞAMAK İÇİN ELİNİZİ TAŞIN ALTINA SOKACAKSINIZ
Muğla İttifakı gibi başka illerde de bu tür ittifaklar var ama bu artık Muğla’da ki arşa çıkmış. Türkiye Cumhuriyeti son 20 yılda, çok büyük, köklü yıkımlara uğradı. TBMM devre dışı kaldı artık. Ordusu çökertildi. Gelenekleri bozuldu. Yargısı önce FETÖ’ye teslim edildi 2010’da; daha sonra FETÖ’den kurtarıyoruz derken Erdoğan’a teslim edildi. Yozlaşmış bir siyaset hakim artık. İlkeleri olmayan, omurgasız bir siyaset. Ve susturulmuş bir basın. Böyle bir ortamda demokratik bir ülke yaratmak için milletimize şunu söylemek istiyorum; birileri gelsin bizi kurtarsın demekle bu iş olmaz. Kimse sizi kurtaramaz. Eğer demokratik bir rejimde yaşamak istiyorsanız, özgür bir ülke de yaşamak istiyorsanız elinizi taşın altına sokacaksınız. Mücadele edeceksiniz, bedel ödeyeceksiniz. Bedel ödemezseniz, mücadele etmezseniz kimse sizi kurtaramaz.
RUHSATI MUHALEFET BELEDİYELERİ ÇED RAPORUNU BAKANALIK VERİR! AL GÜLÜM VER GÜLÜM!
Bakın size bir Muğla İttifakı’ndan kısaca bahsedeyim. Ayrıntı isteyenlere de ayrıntı anlatırız. Milas’ta Tuzla bölgesinde inşaat oluyor. Sulak alanda. Menteşe’de çimento fabrikası kuruluyor. Marmaris Kızılbük’te yine inşaatlar tam gaz gidiyor. Burada ortaklık nedir. Burada ortaklık şudur. Ruhsatı muhalefet belediyeleri verir, ÇED raporunu Bakanlık verir. Al gülüm ver gülüm olayıdır. Üç senden iki benden. Yani medya önünde kavga eder gibi görünürler ama arka tarafta malı götürürler.
MUĞLA İTTİFAKINI YIKMADAN TÜRKİYE’NİN ÖNÜ AÇILMAZ
Şimdi ben muhalefetin genel başkanına da iktidarın genel başkanına da sesleniyorum. Ya siz her gün kavga ediyorsunuz sözde. Sizin adamlar burada malı götürüyor, ortak. Sizde mi berabersiniz burada, ortaksınız. Yoksa tatlı su kurnazı mısınız? Yoksa kayıkçı kavgası mı yapıyorsunuz? Bunu açıklayın millete. Bunu medya yazacak mı? Şüpheliyim. Ama yazacak birkaç namuslu elbet olacaktır. Türkiye’de bu Muğla ittifakını yıkmadan Türkiye’nin önü açılmaz. Türkiye’yi özgür bir ülke yapmak istiyorsak, mutlu, zengin bir ülke yapmak istiyorsak, demokrat bir ülke yapmak istiyorsak önce bu Muğla İttifakı’ndan başlamamız lazım.
BU ÜLKE ARTIK BİR ŞAHSIM DEVLETİR
Erdoğan her gün büyük laflara etmeye devam ediyor. 2002’de iktidar olduğunda 2023 hedeflerimiz diyordu. Neydi 2023 hedefleri? 2 trilyon dolar milli gelir. Kişi başı 25 bin dolar. Ve 500 milyar dolar ihracat. İlk 10 ekonomi arasına girecektik. 500 milyar dolar ihracatın yarısı yok. 2 trilyon dolar milyar dolar milli gelirin yarısı yok. 25 bin dolar kişi başına gelirin yarısı yok. İlk 10’a girmeyi bırak, ilk 20’deydik. Şimdi ilk 23’e düştük. Bu ülke artık bir şahsım devletidir.
ONURUMUZU KIRIYORLAR
Alman eline kimliğini alıyor Türkiye’ye giriyor. Avrupa’da pek çok ülkenin vatandaşı kimlikleriyle Türkiye’ye seyahat ediyorlar. Aç mıyız, muhtaç mıyız biz bunların 3-5 eurosuna? Bu ne demek. Bir Türk, Almanya’ya gitmek istediğinde vize alacak, kuyruklarda bekleyecek, ama o kimliğiyle girecek. Devletlerarası ilişkilerde karşılıklılık ilkesi vardır. Bunların hepsini terk etti. Onurumuzu kırıyorlar. Şimdi de Bulgarlara… Yeter ki 3-5 euro ile gel, kimliğinle gir içeri, pasaportuna gerek yok. Ha Bulgaristan derse ki, Türklerde kimlikleriyle içeri girebilir. Bunda bir sorun yok. Karşılıklı oluyorsa sorun yok. Ama burada karşılık falan yok. Yeter ki 3-5 euro gelsin, nasıl gelirse gelsin. Yani para kazanda nasıl kazanırsan kazan. Kötü yola mı düştün ne yaparsan yap ama yeter ki para getir. Aynısı Norveç’e yaptılar, aynısını vatandaşlık satarak yapıyorlar. 400 bin dolara vatandaşlık. Gel kardeşim. 8 çocuklu karı koca 10 kişi. Adam başı 40 bin dolara vatandaşlık. Dünyanın hiçbir ülkesinde yok bu. Afrika ülkelerinde yok bu. Portekiz’de vatandaşlık veriyor ama şartları var. Önce 5 yıl içinde dil öğreneceksin diyor. Lizbon’a yerleşemezsin. Önce sana oy hakkı vermem, oturma izni veririm diyor. Ağır şartları var. Türkiye’de gel, sudan ucuz vatandaşlık. Kanlarıyla Cumhuriyet kurdu dedelerimiz. Kanlarla kuruldu bu Cumhuriyet. Kendi memleketinde savaştan kaçan Suriyelilere vatandaşlık veriyoruz.
SEN BOSTAN KORKULUĞU MUSUN? MADEM BİLİYORSUN AÇIKLASANA!
Merkez Bankası faizi 19,’Dan 14’e düşürdü. Bütün dünya faiz arttırıyor. Dünya hiçbir şey bilmiyor. Bir tek bizimkiler biliyor. Merkez Bankası 14 ile bankalara veriyor. Bankalar 30 ile 40 ile vatandaşa veriyor. Arada zengin olan kim, bankalar. Son yıllarda en fazla büyüyen sektör bankalar. Yüzde 1000. En büyük faizci Erdoğan’dır. Milletin cebinden alıp bankaların kasasına koydu paraları. Şimdi de diyor ki Merkez Bankası Başkanı; “döviz hareketliliğinde kimlerin döviz aldığını biliyoruz” diyor. Sen bostan korkuluğu musun? Madem biliyorsun listeyi açıklasana. Kimlerin döviz aldığını bildiğini söylüyorsan bunu açıklayacaksın. O bilgi bende yok, ben bilsem açıklarım Merkez Bankası Başkanı’nı bunu açıklamaya davet ediyorum.
ORTAKLARDAN BİRİSİ DİYOR Kİ
Memleket uçurumun kenarındadır. Bu iş artık Erdoğan ile olmaz. Erdoğan gitmelidir. Ama yerine gelecek olanlara da bir bakalım. Aziz milletim uyan artık bu derin uykudan uyan. Bak yerine gelecek 6’lı masada, birisi diyor ki Said Nursi gibi öndere ihtiyaç var. Yani iktidar olacak bunlar ortaklardan birisi diyor ki Said Nursi gibi öndere ihtiyaç var. Öbürü diyor ki Anayasa’nın ilk 4 maddesini tartışabiliriz. Said Nursi gibi öndere ihtiyaç var diyen Davutoğlu. Anayasanın ilk dört maddesini tartışabilir diyen Babacan. Eee CHP içinde de çok makbul adamlar var yani. Ne diyor, Dersim Katliamcısı diyor Atatürk’e. Tam buluşmuşlar. Sivas’ta insanlar yanarken sesini çıkarmayanlar, Atatürk’e Dersim Katliamcısı diyenler Said Nursi’ye önder diyenler, Anayasa’nın ilk dört maddesini tartışırız diyenler buluşmuşlar. Tam bir akraba topluluğu. Tam birbirine yakışan bir topluluk. Buradan da bu millete hayır gelmez. Erdoğan’ı göndeririz bayram ederiz. Ama 6 ay sonra başımıza nelerin geldiğini buradan analarız. Türkiye’nin yerli, milli bir duruşa ihtiyacı var. Türkiye’nin değerlerine, Cumhuriyet’in değerlerine, kurumlarına saygı duyan bir duruşa ihtiyaç var. O da Memleket Partisi.
GÜNLERDİR YOLLARDAYIZ DEVAM EDECEĞİZ
Biz bu ülkenin ormanlarını korumaya, yurtlarında çocuklarını korumaya, tarlalarında zeytinlerini korumaya, hazinede parasını korumaya, sınavlarda sorularını korumaya, sokaklarda kadınları korumaya, denizlerini müsilajdan korumaya ant içtik. Biz gönüllüler ordusu olarak, Memleket Partisi olarak günlerdir yollardayız. Buna devam edeceğiz.
Gazetecilerin sorduğu, “Kurulduğunuzdan beri genel merkezde oturmak yerine il il geziyorsunuz. Bunun karşılığını alacağınızı düşüyor musunuz?” sorusuna İnce şu şekilde yanıt verdi:
BİZ ISRARLA DEVAM EDECEĞİZ
Allah hiçbir emeği zai etmez. Millette bunun farkındadır. Biz ısrarla anlatmaya devam edeceğiz. Mustafa Kemal Paşa da yola çıkarken 18 kişi ile çıktı. Para yoktu, silah yoktu, ordu yoktu, o pes etmedi. Bizim ilham kaynağımız bir çift mavi gözdür zaten. Onun ilkeleri ışığında; inançla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Milletin tercihine de saygı duyacağız. Muharrem İnce zaten kampanya döneminin adamıdır. Kampanya döneminde iyi bir sonuç alacağımıza inanıyorum.
Gazetecilerin sorduğu, “Şartlar sağlanırsa 6’lı masayla veya Ak Parti’yle koalisyona evet der misiniz?” sorusuna İnce, şu şekilde yanıt verdi.
BİZİM CUMHUR İTTİFAKINDA OLMAK DİYE BİR ŞEYİMİZ YOK!
Bizim şartlarımız belli. Atatürk’ü tartışmayacaklar. Kurutuluş Savaşı’na, Cumhuriyet’e devre arası falan dersen anlaşamayız. Dersim Katliamcısı dersen de anlaşamayız. İki, terörün her türlüsünü kınayacaksın. Kadına şiddet ve çocuk istismarını yüksek sesle reddedeceksin. Ayrımcılık yapmayacaksın. Türk, Kürt, Alevi, Sünni bunları yapmayacaksın. Doğaya ve çevreye saygı duyacaksın. Bunlarla anlaştığımız sürece masaya otururuz. Bunlar sağlanmazsa kimseyle işimiz olmaz. Şunu da söyleyeyim. Bizim Cumhur İttifakı’nda olmak diye bir şeyimiz yok. Bunu 2578 kere söyledim. Bunu tekrar tekrar soranlar, iş olsun diye soruyorlar. Bunu onlara muhalefet sorduruyor. Artık sormayın bunu bana. Erdoğan gitmeli diyorum gitmeli. Giderken de uyarıyorum. İlk dört maddeyi tartışanlara, Said Nursi’yi önder görenlere, Atatürk’e katliamcı diyenlere kanmayın. Yani diyorum ki 40 katır mı 40 satır mı arada kalmayın. Memleket Partisi var 3. Seçenek var.