İNCE: TÜİK BU MİLLETİ KANDIRIYOR
04.06.2022

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı’nın açılışını yapmak ve bir dizi ziyaret gerçekleştirmek için Diyarbakır’a geldi. Diyarbakır’da bir basın açıklaması düzenleyen İnce TÜİK’e yüklenerek “TÜİK’de çalışanlara sesleniyorum. Yunanistan’da ki istatistik kurumunun başkanının başına ne geldiyse sizin başınıza da bunlar gelebilir. Ayağınızı denk alın. İktidarın maşası olmayın. Millete gerçekleri söyleyin. Millete yalan söylemeyin diyorum.” dedi. İnce konuşmasına şöyle devam etti:

TÜİK’İN SÖYLEDİĞİNİN YALAN OLDUĞUNU BİLİYORUM
TÜİK enflasyon açıklıyor yüzde 73,5. İstanbul Ticaret Odası açıklıyor yüzde 87. ENAG açıklıyor yüzde 160. Hangisi doğru bilmem ama TÜİK’in söylediğinin yalan olduğunu biliyorum. Gün geçmiyor ki TÜİK’de birileri görevden alınmasın. Cumhuriyet tarihi boyunca TÜİK’de bu kadar başkan ve daire başkanı değişimi ilk kez yaşanıyor. Her gün biri görevden alınıyor. Son günlerde ilginç bir şey olmaya başladı dikkatinizi çekmiştir. İstifalar başladı TÜİK’de. İlk kez oluyor bu. Neden istifa ediyorlar hiç merak ettiniz mi? Çünkü yargılanmaktan korkuyorlar. Yani ileride bir iktidar değişikliğinde “halkı yanıltmaktan, yaptırımları engellemekten, millete yalan söylemekten” Çünkü Yunanistan’da yaşandı bu. Yunanistan’da ki istatistik kurumu başkanı halka yalan söylediği için yargılandı ve hapse girdi. TÜİK’de yaşananları da böyle yorumluyorum ben. Baskı yapıldığını biliyorum. Bölge müdürlüklerine telefon açılıp; şu mağazadan şu ürünü alın, şöyle yapın, onu 4 değil 2 gösterin, 6 değil 3 gösterin. Böyle bir ülke yönetilemez. Aklı yitirmiş, bilimi yitirmiş bir ülke artık burası.

TÜİK BU MİLLETİ KANDIRIYOR
TÜİK yeni bir şey daha yaptı bu hafta. Ürünleri açıklamadı. Zaten şaibeliydi, zaten güvenilmezdi. Birde şimdi ürünleri açıklamayarak şaibe üstüne şaibe kattı. Ürünlerin fiyatlarını açıklamıyor. Şimdi ortada bir hastalık var. Enflasyon almış başını gitmiş. Çözümü zorlaştırıyor TÜİK. Millete yalan bilgiler vererek çözümü zorlaştırıyor. Üstünü örtüyor. Halının altına süpürüyor gerçekleri. TÜİK bu milleti kandırıyor.

TÜRKİYE’DE HERKES AYNI ŞEYİ KONUŞUYOR: HAYAT PAHALILIĞI
Memleketi geziyoruz. Türkiye’nin neresine gitsek herkes aynı şeyi konuşuyor; hayat pahalılığı. Yani 15 yaşındaki çocuğa İstanbul’da sorsanız Diyarbakır’da ne yetişir deseniz herhalde karpuz der. Biz kendi tarlamızda bile karpuz yetiştirdiğimizde biraz büyük olursa ya Diyarbakır karpuzu gibi karpuz yetiştirdik deriz. Ama az önce öğrendim ki Diyarbakır’da da karpuz dilimle satılıyormuş. Adana’da görmüştüm. Bakalım biraz sonra esnafı gezerken Diyarbakır sokaklarında da bunu görecek miyiz ben de merak ediyorum doğrusu.

BENZİNİN DÖRT KATINA ÇIKMASININ SEBEBİ ERDOĞAN
2021, geçen sene bu aylarda Brent Petrol 68 dolar. Dün 116 dolardı. Peki geçen sene benzin kaç paraydı, 7 liraydı. Şimdi kaç para 26 lira. Petrol iki katına çıkmış, tam iki katı bile değil. Ama Türkiye’de dört katına çıkmış benzin, mazot. Hadi anladık iki katına çıkması küresel ölçekli bir olay. Dört katına çıkması ne, Erdoğan’ın yanlış yönetmesi.

TÜRKİYE’DE ENFLASYON SAVAŞTA OLAN RUSYA’DAN DAHA YÜKSEK
Bize yalan söylüyorlar. Dünyada da enflasyon var diyerek bizi kandırmak istiyorlar. Bizi işletmek istiyorlar, kolpa yapıyor bunlar halk tabiriyle. Yalan söylüyorlar millete. Dünyada enflasyon var doğru. Dünyada gıda enflasyonu ortalaması yüzde 30. Türkiye’de 91,6. 30’u anladık küresel ölçekli. 91,6 ne oluyor? Almanya’da enflasyon 7,4. ABD’de 8,3. Rusya savaş halinde Rusya’da 17. Türkiye’de 73,5. Ukrayna’dan, Rusya’dan fazlaysa kötü, beceriksiz ve akılsız bir yönetim var demektir.

TARİHE NOT DÜŞMEK İÇİN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK
Bütün bunlar yaşanırken milletimiz; Diyarbakırlısı, Edirnelisi, Trabzonlusu, Mersinlisi, Hakkârilisi, Artvinlisi derin bir yoksulluk yaşarken ülkenin birliğini temsil etmesi gereken Cumhurbaşkanı millete hakaret ediyor. Sürtük diyor. Yazık günah. Sen nasıl cumhurbaşkanısın. Ben gittim suç duyurusunda bulundum. Bu mahkemelere güvendiğimden değil de tarihe not düşmek için bunu yaptım.

KİMSE KİMSEYE SÜRTÜK DİYEMEZ
Türkiye’yi yöneteni değiştirmeliyiz. Siyasetin bu dilini de değiştirmeliyiz. Biz siyasi partiler birbirinin rakipleriyiz. Düşmanları değiliz. Biz seçime gireceğiz arkadaşlar. Savaşa girmeyeceğiz. Biz diğer partilerle savaş yapamayacağız, seçim yapacağız. Kimse kimseye “sürtük” diyemez. 85 milyonu da onurlu yurttaştır bu ülkede. Ak Parti’ye oy verenlerde sürtük değildir. Memleket Partisi’ne oy verenlerde sürtük değil. HDP’ye oy verenlerde sürtük değildir. İyi Parti’ye, MHP’ye oy verenlerde sürtük değildir. Birbirimizin rakibi olabiliriz. Ama milletin birliğini temsil edecek bir cumhurbaşkanına yakışmamıştır bu. Ne zaman küfür edecek diye bekliyorum. Bu ruh hali onu gösteriyor.

İKİSİ DE BUNU DİYEMEZ SİZ YARGIÇ DEĞİLSİNİZ
Türkiye’de en önemli kurum olan yargı çökmüştür, hukuk çökmüştür. Yargı iktidarın sopasıdır. Yargı iktidarın emrine girmiştir. Adil yargılanma hakkı yok edilmiştir. Bunun kişilerle bir ilgisi yoktur. Ben Memleket Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorum. Üyelerimiz kabul ederse. Sandığı koyacağız. Bütün üyeler oy kullanacak. Başka biride aday olmak isteyebilir. Yakında üyelerin önüne sandığı koyacağız zaten. Ben Hâkimler Savcılar Kurulu’na aday değilim. Anayasa Mahkemesi’ne aday değilim. Mahkeme başkanlığına aday değilim. Ağır Ceza reisliğine aday değilim. Cumhurbaşkanlığı’na adayım. Bu ülkede bir partinin başkanı “Selahattin Demirtaş” hapse atılmalıdır diyor. Öbürü de “ben çıkaracağım” diyor. İkisi de bunu diyemez. Siz yargıç değilsiniz, kimsiniz siz.


BİZ NE TUTUKLATIRIZ NE SERBEST BIRAKIRIZ BİZİM GÖREVİMİZ DEĞİL
Van’a gidiyorsun “Demirtaş’ın serbest kalmasını istiyorsan bizimle beraber olacaksın” diyorsun. Ortama göre konuşuyorsun. Trabzon’a gidiyorsun Ülkücü oluyorsun, İzmir’e gidiyorsun Atatürkçü oluyorsun, Konya’ya gidiyorsun muhafazakâr oluyorsun, Van’a gidiyorsun HDP’li oluyorsun. Böyle siyaset olmaz. İlkeli siyasetten yanayız biz. Biz hâkim savcı değiliz. Bu yargı düzenine inanıyor musun Muharrem İnce? Asla inanmıyorum. Bu mahkeme kararlarına saygı duyuyor musun? Vallahi saygı duymuyorum. İktidar ne istiyorsa onu yapıyor bu mahkemeler. Ama bir kişiyi ben serbest bırakırım demekte doğru değildir. Biz ne tutuklatırız ne serbest bırakırız. Bu bizim görevimiz değildir. O mahkemelerin görevi. Bizim siyasetçi olarak görevimiz adil bir yargı düzeni kurmaktır. Memleket Partisi iktidarında bu ülkenin mahkemelerine güven duyacaksanız. Suçluysa kişi diyecek ki ben hata yaptım cezamı çekiyorum. Bizim derdimiz adil, tarafsız, bağımsız ve isabetli bir yargı düzeni kurmak. Biz bunu kuracağız.

DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASINDA SEN HANGİ OYU VERDİN
“Demirtaş’ın serbest kalmasını istiyorsanız bizim yanımıza gelin.” Ya dokunulmazlıklarda sen evet oyu vermedin mi, hangi oyu verdin sen? Muharrem İnce ne oy verdi, ben hayır verdim. Partimi dinlemedim. Çünkü benim o zamanki partimi yönetenler yanlış yapıyordu. Gittim genel başkana yanlış yapıyorsun dedim. Dokunulmazlıklara evet deme dedim. Bak önce HDP’lileri hapse atarlar sonra CHP’lileri hapse atarlar yapma bunu dedim. HDP ile yan yana görünmek istemiyorum dedi. Verdiğim cevabı söyleyeyim; Kürtler doğru söylüyor olamaz mı dedim, Kürtler hep yanlış mı söyler dedim. Kürtler doğru söylüyorsa doğru derim. Yanlış söylüyorsa yanlış derim. Ben ilkeli bir siyasetten yanayım. Memleket Partisi böyle bir parti. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceğiz.

İLKELİ BİR SİYASETTEN YANA OLACAĞIZ KIVIRMAYACAĞIZ
Cumhurbaşkanı adayı olduğumda bütün adayları ziyaret ettim. Sayın Akşener’e gittim, Sayın Karamollaoğlu’na gittim, Sayın Demirtaş’a gittim, Sayın Erdoğan’a gittim. Benim parama ihtiyaçları yoktu ama 500’er lira hesaplarına ortalık yumuşasın diye para yatırdım. İlkeli bir siyasetten yana olacağız. Kıvırmayacağız. Diyarbakır’a gelip bunların gönlünü alayım, şöyle hoş laflar edeyim. Sonra Trabzon’a gidince kıvırırız, İzmir’e gidince öbür plağı çalarız, Konya’ya gittiğimizde plağı bir daha değiştiririz. Böyle bir siyaset yok bizim kitabımızda. Doğru ne ise onu yapacağız. Adalet neyi gerektiriyorsa, hak, hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapacağız.

HEMŞERİNİN HSK ÜYESİ YAPACAKSIN DİYE HSK’YI ERDOĞAN’A DEVRETTİNİZ
Bu muhalefetin YSK’dan şikâyet etme hakkı yok ki. Dördünü Cumhurbaşkanı seçti. Meclis 7 üye seçti. CHP’ye 1 üye verdiler, İyi Parti’ye 2 üye verdiler, MHP’ye 1 üye verdiler, 3’te AKP’ye verdiler, 7. 3 tanede Cumhurbaşkanı atadı, 13. Fakat nitelikli çoğunluk gerektiği için CHP oy kullanırken 1 üyesine oy vermedi. 7 üyeye birden oy verdi. İyi Parti 2 üyeye oy vermedi, 7 üyeye birden oy verdi. Siz hem Ak Partinin üyelerine oy vereceksiniz, hem de şimdi yargıdan şikâyet edeceksiniz. Böyle bir şey olabilir mi? Onu boykot etseydiniz. 13 üyeden 1’ini bize verip oy kullanmamızı istiyorsunuz, çocuk mu kandırıyorsunuz deseydiniz alkışlardım ben sizi. İlke yok ki sizde. Altını çizerek söylüyorum, hemşerini HSK üyesi yapacaksın diye, bir üye oraya atayacaksın diye HSK’yı Erdoğan’a devrettiniz siz. Şimdi sizin yargıdan şikâyet etmeye hakkınız yok ki. İlke yok sizde ilke. Onun için diyoruz ki bu iktidardan da, bu muhalefetten de kurtulmamız lazım.


BİZ ORTAK İYİNİN PEŞİNDEYİZ DİYARBAKIR’DA NE İSEK YALOVA’DA DA O
Bu milletin sorunlarını biz çözeriz. İnanın bize. Adil davranarak, kimseyi ötekileştirmeden, kıvırmadan. Diyarbakır’da ne konuşuyorsam Yalova’da onu konuşarak. Hiç değiştirmeden. Hoş görünmek gibi bir derdim yok. Sorunları çözmek gibi bir derdimiz var bizim. Sorunları çözmenin yolu da her gittiğin yerde iyi görünmek değil, ortak iyiyi bulmak. Öyle bir iyiyi bulacağız ki, Diyarbakırlı diyecek ki tamam bu doğru. Rizeli diyecek ki tamam bu doğru. Kayserili diyecek ki bu doğru. Biz ortak iyinin peşindeyiz.


İKTİDARDAN HİÇ GİTMEYECEKMİŞ GİBİ DÜŞÜNÜYORLAR
10 yıl önce atılmış twitlerden yargılama yapılıyor Türkiye’de. Bu bir şeyin yolunu açacak tabi. AKP iktidardan gittiğinde FETÖ için attıkları twitler var ya. O övgü dolu twitler. O yargılamaların önünün açıyorlar. Farkında değiller belki de. Çünkü hiç iktidardan gitmeyecekmiş gibi düşünüyorlar. Öyle değil. Kazın ayağı öyle değil.

AKP’Lİ İSE SEÇİM VAR AKP’Lİ DEĞİLSE DIŞARIDAN ATAMA
Bir başka konu daha var, çok net. Ankara’da ne söylüyorsam Diyarbakır’da o. Kayyum meselesi. Seçimi yapıyorsun. YSK diyor ki sen aday olabilirsin. Kişi seçiliyor. Halk iradesi ortaya çıkıyor. Sonra mazbata vermiyorsun. Ya da çıkıp görevden alıyorsun. O zaman seçimi niye yapıyorsun. Yapma seçimi o zaman. Bir de ilginç bir şey var. AKP’li belediye başkanını istifa ettirirlerse, hani Melih Gökçek falan ettirdiler bir sürü. O zaman meclisin içinden bir başkan seçiyorlar. Ama AKP’li değilse seçim yok. Demokrasiye bak, böyle demokrasi olur mu? AKP’li ise seçim var. AKP’li değilse dışarıdan atarız biz. Böyle bir demokrasi olmaz. Bu atamaları da tanımıyoruz.

ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDE Kİ EN BÜYÜK ENGEL ŞİDDETTİR
Biz Memleket Partisi olarak sorunları büyük bir samimiyetle çözeceğiz. İnandırıcı olacağız, tutarlı olacağız. Ama bütün Diyarbakırlıların da şunu bilmesini istiyorum. Şiddet ve terör olduğunda çözüm güçleşir. Çözümün önünde ki en büyük engelde şiddettir. Bizim derdimiz sorunları çözmek. Bu sorunları beraber, birlikte, yan yana, omuz omuza, akılla, bilimle çözeceğiz.

85 LİRALIK ÜRÜNE 240 LİRA VERGİ OLUR MU?
Cumhurbaşkanı ne diyor aç yok bu memlekette diyor. Bir gün sonra hem aç geziyor he alkol alıyor diyor. Rakının şişesi 85 lira, vergisi 240 lira. Bir Allah’ın kulu da çıkıp muhalefetten çıkıp bunu dile getiremiyor. Yanlış anlarlarmış. Kim neyi anlıyorsa anlasın. 85 liralık ürüne 240 liralık vergi olur mu? Böyle bir dünya olur mu? Vergi ürünün fiyatını geçemez. Ürün 50 lira ise vergi 50 lirayı geçemez. Ürün 85 lira, vergi 240 lira. Sigara paketi. Ben sigara özendiriciliği yapmıyorum. Sigara paketinde 20 dal var. 17 tanesi vergi 3 tanesi sigara. Vallahi sigara ve alkol kullananlara sesleniyorum; içmeyin şunu ya. İçmeyin şunu da görelim parayı nereden bulacaklarmış Soygun bu soygun. Bu vergi değil soygun. İçmesinler diye zam yapıyormuş. Doğal gazı ısınmasınlar diye, elektriği aydınlanmasınlar diye mi, benzini gezmesinler diye mi zam yapıyorsun.

EN BÜYÜK FAİZCİ ERDOĞAN’DIR
Bu memleketin, fakirin fukaranın cebindeki paraları bankalara aktardılar. Bankacılık sektörü 2022’nin Ocak, Şubat, Mart, Nisan aylarında. Bu Nisan’da yüzde 707 kar etti. Böyle bir sektör yok. Fakirin fukaranın parasını alıp bankalara verdiler. Türkiye’de ki en büyük faizci Erdoğan’dır. Bakmayın siz onun millete nas deyip yalan söylediğine. 14’le Merkez Bankası bankalara verdi. Bankalara 14’le para aldı. 24, 34, 44 ile vatandaşa verdi. Her sektör küçülürken bankacılık yüzde 707 büyüdü. Yüzde 6000 büyüyen banka var. Alamadığınız et, ödeyemediğiniz doğalgaz faturası bunların hepsinin parası bankalara gitti.

ÇÖZÜM REÇETEMİZ 3A VE 3B
Şimdi biz Türkiye’ye çözüm reçetemizi söylüyorum; 3A ve 3B. 3A, önce akıl lazım bu memlekete. Akıl, bilim. İnatlaşmamak lazım iktisat bilimiyle. Sonra adalet lazım. Ve ahlak lazım ahlak. Çocukların sorularını çalarsan, mülakatta çocukları elersen ahlaksızsın demektir. Akıl, adalet, ahlak. Bu üçü lazım. Ve 3 B lazım 3B. Önce barışmamız lazım. Önce barışacağız hep birlikte. Hepimiz barışacağız. Kuzeylisi, Güneylisi, Doğulusu, Batılısı, Alevi’si, Sünni’si, Türk’ü, Kürt’ü, muhafazakârı, solcusu. Hepimiz önce barışacağız. Sonra büyüyeceğiz. Ekonomik olarak büyüyeceğiz. Ve büyüdükten sonra da adil bölüşeceğiz bunu. Bankalar yüzde 707 büyürken millet dilimle karpuz yemeyecek. Memleket Partisi olarak bizim çözüm önerilerimiz bunlardır.

KİMSEYİ AYRIŞTIRMADAN GİDİP ANLATACAĞIM
19 siyasi partiye mektup yazdım. Hiç kimseyi ayırt etmedim. Ak Parti’ye de yazdım, CHP, MHP, HDP, İyi Parti, DSP, Gelecek Partisi… Herkes yazdım. Benim siyaset anlayışımda ayrımcılık yoktur. Ben eşit davranmayı severim. Herkese mektup yazdım. İlk önce Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı aradı buyurun bekliyoruz dedi. Tarımla, gıdayla, suyla, beslenmeyle ilgili 100 maddelik bir rapor hazırladık biz. 100 Partilik raporumuzu YRP Genel Başkanı’na sundum. Demokratik Sol Parti aradı. Oraya da gittim sundum. Sonra Gelecek Partisi aradı, oraya da gittim raporumuzu sundum. İyi Parti genel başkanlarının işi olduğunu, genel başkan yardımcısının kabul edeceğini söyledi bizden de genel başkan yardımcımız gitti, raporumuzu sundu. CHP genel başkanlarının işi olduğunu, genel başkan yardımcısının kabul edeceğini söyledi bizden de genel başkan yardımcımız gitti, raporumuzu sundu. MHP kabul edeceğinin söyledi, gittim raporu Sayın Bahçeli’ye sundum. HDP’den Mithat Sancar aradı. Görüşmek isterim dedi. Sonra annesi vefat etti. Ben annesinin başsağlığı için kendisini aradım, başsağlığı diledim. Ama tekrar bir davet gelmedi. Kendi özel durumundan dolayı gelmemiştir herhalde. Davet gelirse HDP’ye de gideceğim. Ak Parti’den gelirse oraya da gideceğim. Hiç fark etmez. Kimseyi dışlamıyorum, kimseyi ayrıştırmıyorum. Kim diyorsa ki; tarım, gıda, beslenme, bu konuda bir projeniz var sizin. Biz bunu dinlemek istiyoruz diyorlarsa. Hiç kimseyi ayırt etmeden gidip anlatacağım. Yeter ki milletimiz uzun ekmek ve süt yesin.