MEMLEKET PARTİSİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI BERK HACIGÜZELLER OLDU
18.02.2024

MEMLEKET PARTİSİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI BERK HACIGÜZELLER OLDU

Memleket Partisi’nin aday tanıtım toplantısı Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin katılımıyla Eyüpsultan'da yapıldı.
İnce, partisinin 4 büyükşehir, 1 il, 58 ilçe olmak üzere 63 belediye başkan adayının isimlerini bir düzenlediği basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Memleket Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayının, genel başkan yardımcısı ve Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Berk Hacıgüzeller olduğu açıklandı. İnce yaptığı açıklamada iktıdarı sert bir şekilde eleştirdi.

FATİH SULTAN MEHMET’E MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’E SELAM OLSUN
7 tepeli şehrimizin 7 renkli güzel insanları. Gülhane parkından 100 bin gözle İstanbul'u seyreden Nâzım hikmeti, Müdür Nurettin'in Aşiyanını, Yahya Kemal'in Aziz İstanbul'unu, Orhan Veli'nin sevdalarının olduğu, içinden deniz geçen, dünyanın en güzel şehrinin güzel insanlarını saygıyla sevgiyle selamlıyorum ve buradan Ayasofya'ya Sultanahmet'e, Süleymaniye'ye selam olsun diyorum. İstanbul'u bizim yapan Fatih Sultan Mehmet'e, geldikleri gibi giderler diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e selam olsun diyorum. Biz bugün burada bir duruşu simgeliyoruz. Biz bugün burada bir omurgayı simgeliyoruz.

1 NİSAN’DA ZAM YAĞMURU OLACAK
Bakın bu ülkede yıllarca uyardım. Türkiye'nin en büyük problemi depremdir dedim. Türkiye'nin en büyük problemi beka sorunu depremdir dedim. Olur olmaz televizyon programlarında hiç gerekmediği halde kongrelerde meydanlarda mitinglerde sürekli bunu söylediğimde hep eleştirildim. Benden başka hiç kimse bunu söylemedi. Gördük ki Türkiye’de gerçekten de beka sorunuymuş deprem. Şimdi bakın 2 uyarıda daha bulunayım. Bir Nisan’dan sonra zam yağmuruna hazır olun. Zam yağmuruna. 1 Nisandan sonra. Bunlar hikaye. Bugün yaşadıklarımız hani para etmiyor falan ya düşürdük bu paralar diye bakıyoruz ya bunlar iyi günlerimiz. 1 Nisan'dan sonra pahalılığı görün.


BÜTÜN PARTİLER SAPIR SAPIR DÖKÜLECEK
Bu uyarımı yapayım. Bir uyarım daha var. Bir Nisan'dan sonra ortada parti kalmayacak, sapır sapır hepsi dökülecek bunların hepsi. Bu bir Nisan'dan önce 31 Mart'ta Memleket Partisi'ni var edelim, siz bir Nisan'dan sonra göreceksiniz bunlar sapır sapır dökülecek. Dolar 30 Lirayı geçmiş, benzin 45 TL olmuş, memleket batmış, raflar el yakıyor, 22 yıllık bir iktidar var buna rağmen trilyonluk hazine yardımları var. Muhalefet buna rağmen bu iktidarı yenemiyorsan sapır sapır döküleceksin sapır sapır. Hazine yardımları var, belediyeler var, bizim de koca yürekli üyelerimiz var. Geçen gün Ankara'da hadi bağış yapın dedim, bir saatte genel merkeze 100.000 TL bağış yapılmış. haydi basın bakayım yine düğmelere bir saat sonra bakacağım ben, herkes bir ateşlesin bakalım Genel Merkeze.

AKIL YOK BİLİM YOK ADALET YOK
Değerli arkadaşlarım bakın, ekonominin böyle olacağını kötü yönetileceğini öngörmek için müneccim olmaya gerek yok. Neden böyle, neden kötü yönetiliyor? Neden hayat bu kadar pahalı? Çünkü akıl yok, bilim yok, ahlak yok. Akıl yoksa, adalet yoksa, bilim yoksa, ahlak yoksa çöküş var demektir. Dünyanın en ünlü ekonomistlerini getirseniz, hukuk sisteminiz yoksa, mahkemeleriniz adalet dağıtmıyorsa, sizin ekonominiz düzelmez. 6 senede 6 Merkez Bankası Başkanı değiştiriyorsanız kafanıza göre, Nas var deyip kafanıza göre Nas'ı kaldırıyorsanız, siz ekmeği ucuza yiyemezsiniz, siz çocuklarınıza süt içiremezsiniz, çünkü sizde akıl yok, bilim yok demektir.


ÖZEL OKULLARI UYARIYORUM
Değerli arkadaşlarım bakın, gıda fiyatlarına bakalım. Gıda fiyatları dünyada geriliyor, aşağı iniyor, Türkiye'de yukarıya çıkıyor. Dünyada %10 azalıyor, Türkiye'de %70 artıyor. Özel okullarda ise yemek ücretleri %300 artıyor. Tekrar uyarıyorum buradan, bu özel okulları uyarıyorum. Kafalarına göre iş yapıyorlar. Gıda fiyatları %69 artmış, siz nasıl yemek ücretini %300 arttırırsınız. Milli Eğitim Bakanlığı’nı uyarıyorum. Bunların denetlenmesi lazım.


SANKİ DOĞAL GAZI AK PARTİ’NİN BAHÇESİNDEN ÇIKARIYOR
Değerli arkadaşlar bu mart sonundaki seçimden sonra Türkiye bambaşka bir yola doğru gidebilir. İlk kez meydanlarda hangi şarkı daha güzel diye konuşmuyoruz. İlk kez meydanlarda hangi parti daha fazla afiş asmış diye konuşmuyoruz. Bu sefer başka bir şey konuşuyoruz. Tehdit dilini konuşuyoruz. Hatay'a gidiyor, "belediyeyi bize vermezsen hizmet olmaz" diyor Ordu'ya gidiyor, "belediye bizde olmazsa doğal gaz gelmez" diyor. Ya sanki doğal gazı AK Parti'nin bahçesinden çıkarıyor.


TÜRKİYE’DE HER ŞEYE KARAR VEREN BİR TEK ADAM VAR
Bunlar bir hedef vermişlerdi, 2023 hedefi. 22 Sene önce 2023 hedefleri vardı. Hedef şuydu; ilk 10 ekonomi arasına girecektik, 500 milyar Dolar ihracatımız olacaktı, kişi başına 25.000 Dolar gelirimiz olacaktı. Bize bu hedefi verdiler 22 sene önce. 500 milyar Dolar ihracat, kişi başı 25.000 Dolar gelir ve ilk 10 ekonomi arasında, bunların hiçbirisi tutmadı. Hiç birisi. Şimdi Mehmet Şimşek diyor ki 2028 itibarıyla fiyat istikrarını sağlayacakmışız. 2028 yolculuk başlamış 2028 itibarıyla fiyat istikrarını sağlayacakmışız. Yalandan kim ölmüş? 22 sene önce verdiğiniz sözleri gerçekleştirdiniz mi de şimdi 4 yıl sonrasına söz veriyorsunuz. Valla eminim, ben bir Nisan'dan sonra "artık Nas var Mehmet sen de yapamadın çekil bakayım kenara" bakanına da çektirir ve bir kenara çünkü Türkiye'de her şeye karar veren bir tek adam var.


MUTLU OLMAK İSTİYORSAK MATEMATİK BİLECEĞİZ BİLİM BİLECEĞİZ
Arkadaşlarım, Türkiye'de son yıllarda farkında mısınız yaşadıklarımıza bakın mesela büyük yangınlar yaşıyoruz, tartışmalar ne, uçak kiralandı mı kiralanmadı mı, elimizde yeterli uçağımız var mı söndürmek için, yok mu, peki büyük seller yaşıyoruz, sellerde dere yataklarında insanlarımız canından oluyor, niye, çünkü belediyeler rant uğruna göz yumuyor her şeye. Maden kazaları görüyoruz, yok mu bu bu ülkenin mühendisleri, görmüyorlar mı o kadar çok yığarsan o cürufu, kayar bir gün oradan, insanların canını alır. Niye bu kadar çok maden kazası, bu kadar çok yangın, bu kadar çok sel, bu kadar büyük felaketler, büyük depremler ve büyük ölüler neden bizde oluyor bunlar. Neden 8 şiddetinde bir deprem olduğunda Japonya'da 5 kişi ölüyor da bizde 50 bin kişi ölüyor. Akıl yok, akıl bilim yok, mühendislik yok, matematik yok. Hep söylüyoruz; mutlu olmak istiyorsak, zengin olmak istiyorsak, yüzümüzün gülmesini istiyorsak, matematik bileceğiz, bilim bileceğiz, şarlatan 2 tane takkeli çıkıyor televizyonlara anlatıyor da anlatıyor, masal anlatıyor.


BELEDİYE BAŞKAN ADAYINI YAPAY ZEKA DEĞİL ÖRGÜT SEÇER
Bilimden uzaklaşırsan, matbaayı 250 sene geç getirirsen olacağı budur. Ama burada abartmayalım tabii bilim tamam, hukuk, bilim, mühendislik, matematik ama belediye başkan adaylarını da yapay zekayla seçmeyelim yani, o kadar değil. Ya buna tam oturan bir cevap var da... Çıkarma yani artık ya, çıkarma o kadar değil. Belediye başkan adayı yapay zekayla seçilmez. Belediye başkan adayını yapay zeka seçmez örgüt seçer, örgüt. Üye seçer üye.


BUNLARIN BİR ESTETİK DUYGUSU YOK
Bu ülkenin sadakate değil liyakata ihtiyacı var. Liyakatinin ehli insanlar olacak, iyi mühendis olacak, iyi doktor, iyi öğretmen olacak. Tarikata bağlılık, sünnete uygun bıyık, böyle bir şey yok. Bakacaksın bol paça pantolon olacak, karşıdan bakıyorum aynı bıyıklar, standart, pantolonun paçası aynı, kıyafet aynı, bir zevksizlik. Parası çok ama zevk yok. Estetik yok. Bir gün mecliste baktım, böyle dedim ki "sizin arabalarınız bizim arabalarımızdan güzel, doğru. Sizin evleriniz bizim evlerimizden güzel, o da doğru. Sizin bankalardaki hesabınız bizim bankalardaki hesabımızdan daha kabarık o da doğru. Sizin elbiseleriniz daha pahalı o da doğru ama bir estetik duygusu yok." Mesela bu ülkenin Cumhuriyetçileri, Atatürkçüleri, yurtseverleri, Alevileri bunların olmadığını düşünün, bir an için yok edin bu şairleri, yazarları, saz çalanları, türkü söyleyenleri bunları bir an için yok sayın. Arabistan çöllerine döner burası. Sevgilinizle mektup yazamazsınız ya, sevgilinize mektup yazamazsınız. Para, güç, her şey demek değil ki, estetik duygusu lazım biraz o da onlarda yok işte. Erdoğan bazen diyor ya kültür işini beceremedik diyor ya, beceremezsin, beceremezsin. Yakışmaz, oturmaz üstündeki.

GAZETELER YAZACAK ÇİZECEK ELEŞTİREBİLECEK BİZİ
Değerli arkadaşlarım biz bu ülkede liyakatı sağlayacağız, bu ülkede şeffaflığı sağlayacağız, hesap vereceğiz, yönetici hesap verecek. Herkes açık olacak her şey. Bu ülkede yargıyı bağımsız kılacağız. Hızlı, etkin, adil bir yargılama düzeni kuracağız. Bu ülkenin Yargıtay ile Anayasa Mahkemesini kavga ettirmeyeceğiz. Onları ele geçirmek, hükmetmek, yargıyı sopa olarak kullanmak, yargısız infaz yapmak, ya da yargıyla infaz yapmak bunları gerçekleştirmeyeceğiz. Özgür bir medya düzeni kuracağız. Gazeteler yazacak, çizecek, eleştirecek bizi. Allah için bir gün yolunuz Isparta'ya düşerse rahmetli Demirel'in köyüne gidin, müzeye gidin. Demirel için çizilen karikatürleri müzede bulabilirsiniz. Dansöz yapmışlar Demirel'i, dansöz. O da gülmüş geçmiş, bir de müzede sergiliyor bunu. Var mı babayiğit bir tane böyle çizecek şimdi. Çizdiğin anda çizerler, doğru Silivri. Biz bu ülkede rekabete açık bir kamu ihale kanunu kuracağız, rekabete açık. 300 kere değişen bir kamu ihale kanunu değil, adam gibi düşüneceğiz taşınacağız ve bileceğiz, kurumları etkili hale getireceğiz.

BUNLAR BAKAN DEĞİL ARTIK GENEL SEKRETER
Geçen gün sordum, hepimiz üniversite mezunuyduk 8-10 kişinin bulunduğu bir yerde, bakanların adını soruyorum bilen yok. Genelkurmay başkanının adını bilen yok. Hiç kimse bilmiyordu. Ben ortaokuldayken biliyordum. Peki niye bilmiyorlar bakanların adlarını nedenini söyleyebilir misin? Önemsiz kişilikler çünkü onun için, bunlar bakan değil artık genel sekreter. Önemsiz oldukları için bu ülkede deve işi gibi bakanlar vardı deve dişi gibi.


GENÇLERE YENİDEN HAYAL KURDURACAĞIZ
Arkadaşlar tarım çöktü, doğru, sokaklarımız mülteci dolu, o da doğru ama çok kötü giden bir şey var, çok kötü giden bir şey, eğitim, eğitim. Eğitimin niteliği çok çöktü. Artık özgüveni yüksek, eleştiren, tarih bilinci olan, sorgulayan bir nesil yok. Gözünü yurtdışına dikmiş, nasıl kapağı atarım Almanya'ya, Hollanda'ya, Kanada'ya diye hayal kuran bir gençlik var. O gençlere yeniden hayal kurduracağız, onların umutlarını tazeleyeceğiz, onların umutlarını yaşartacağız. Asla terk etmeyecekler memleketi. Gençler, evlatlarım terk etmek yok. Doktorlar sakın ha terk etmek yok. Siz giderseniz bize kim bakacak? Göllerimizi sizle birlikte temizleyeceğiz. Derelerimizi sizle birlikte temizleyeceğiz. Yanan ormanlarımıza yeniden ağaçlar dikeceğiz. Beraber yürüyeceğiz. Özerk üniversiteler kuracağız. Üniversitenin bütün bileşenleriyle aynı masada oturacağız.


ÜNİVERSİTEYİ HALKA AÇACAĞINA SARAYLARI HALKA AÇ
Böyle, üniversiteyi kafeteryalara, çay bahçelerine benzetmeyeceğiz. Üniversiteyi millet bahçesi zannediyor herhalde, yol geçen hanı, İstanbul Üniversitesi'nin kapısını vatandaşa açmış böyle bir saçmalık olur mu? Peki ben bir öneride bulunayım. Madem İstanbul Üniversitesi'nin kapısını vatandaşı açtın, Marmaris'teki yazlık sarayı, Ankara'daki sarayı bütün odalarıyla vatandaşa aç da şatafatı görsün bu millet. O da yetmezse Ahlat'taki sarayı da aç, o da yetmezse Dolmabahçe köşkünü, Vahdettin köşkünü, bütün köşkleri de aç vatandaş bir görsün ejder meyveli smoothie nerede yapılıyormuş bir görsün. Beyaz çay nerede yapılıyormuş bir görsün. Değerli arkadaşlarım Cumhurbaşkanı milletvekillerine talimat verirse, Cumhurbaşkanı yargıçlara talimat verirse, kuvvetler ayrılığı olmazsa, yasama, yürütme, yargı birbirine karışırsa, o ülkede huzur olmaz, o ülkede mutluluk olmaz. Bu ülkede kurmamız gereken kuvvetler ayrılığıdır. Bunu yapacağız bunu yapmalıyız.


BİZ KENT YOKSULLUĞUNU YOK EDECEĞİZ
Bakın biz bu ülkede ne yapmalıyız. 3A belediyeciliği diyorum. Akıl, adalet ve ahlak. Bunu mutlaka kuracağız. Dürüst, denetlenen ve dijital belediyeciliği mutlaka kuracağız. Bütün belediye başkan adaylarına sesleniyorum. Memleket Partisinin sizden para pul isteği yoktur. Memleket Partisinin sizden partiye yardım isteği yoktur. Memleket Partisinin sizden bir tane isteği vardır; depreme dirençli kentler yapacaksınız, bu kadar. Tek isteğimiz budur. Yoksullara yardım edeceksiniz kent yoksulluğunu yok edeceksiniz. İstediğimiz budur. İnsanlarımız, çocuklarımız gece yatağa aç girmesin. Çürük binalarının altında ölmesin. Cidden isteğimiz budur. Bu ülkenin evlatları yatağa aç girmesin, çürük binaların altında canını vermesin. Sizden istediğimiz budur. Belediyenin yapacağı budur. Yani önce insanların karnını doyurun, sokaklarını süpürün, kentleri dirençli hale getirin sonra bu ülkeyi yönetmeye 2028'de hep birlikte yola çıkalım.


CHP LİSTELERİNDEN MİLLETVEKİLİ OLANLAR…
Değerli arkadaşlarım cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi uyardık. Dedik ki "bak yanlış yapıyorsunuz. Bu yaptığınız doğru değil. 7 tane Cumhurbaşkanı yardımcısı olmaz. Bu doğru değil. "Altılı masa" bu doğru değil" dedik. "Yok, doğru" dediler 39 milletvekilini verdiler %1 oyu olmayan partilere, 39 milletvekili verdiler. Onlardan birisi İstanbul Milletvekili Saadet Partisi'nden. Şimdi Saadet Partisi'nin İstanbul Büyükşehir adayı CHP listesinden seçilmiş, "İstanbul'un 5 yılı boşa geçti" diyor. Ne yaptığınızı gördünüz mü? Ben uyardım sizi. Başka birisi Gelecek Partisi’nden CHP listelerinden seçilmiş, milletvekili olmuş Selim Temurci, "ben Murat Kurum'u destekleyeceğim" diyor. Utanmazlıkta zirve. Şimdi adayları belirlerken eş, dost, ahbap diye belirlediler.


CHP NASIL OLSA KAYBEDECEĞİZ KAFASIYLA ÇALIŞIYOR
Bakın CHP’de bir gelenek vardı. CHP’de bir parti içi iktidar var, bir de parti içi muhalefet vardır. Parti içi iktidar, 40 yıldır benim bildiğim parti içi iktidar, seçim gününü düşünür, seçimi kazanmak için uğraşır. Parti içi muhalefet ise seçimden bir gün sonrayı düşünür, bu hep böyleydi. İlk kez değişti, CHP parti içi iktidar, seçimden bir gün sonrayı düşünüyor. Yani diyor ki "nasıl olsa kaybedeceğiz ama Çankaya'yı, Beşiktaş'ı, Kadıköy'ü, Karşıyaka'yı sağlam yerlere, bizim çocukları yerleştirelim. Nasıl olsa kaybedeceğiz" bu kafayla çalışıyorlar ilk kez. En tehlikeli kafa bu kafa.


ATATÜRK İLE PROBLEMİ OLANLARIN OYUNU İSTEMİYORUZ
Biz Memleket Partisi olarak, girebildiğimiz her yerde seçime girip, kazanmak için oynuyoruz. Kazanırız, kaybederiz bilemem. Oy oranımızı bilmiyorum ama bildiğim bir şey var Memleket Partisinde çok huzurlu olduğumu biliyorum. Neden çok huzurluyum? Çünkü ilkeli bir duruş sergiliyoruz. Mesela 3 tane oy almak için Şeyh Said'e "hain değil" demiyoruz, haindir. Nutuk'ta öyle yazıyor, öyledir. Kimseyle kirli ilişkilerimiz yok, hiç kimseyle. Düpedüz, çizgimiz aynı, Atatürk'le problemi olanı istemiyoruz. Atatürk'le problemi olandan oy da istemiyoruz. Ayrımcılık yapan, "sen Türk müsün, Kürt müsün, Alevi misin, Sünni misin" böyle bir soru yok bu partide, olmayacak. Partiyi kurarken sordular "Alevi var mı, Kürt var mı" ne bileyim dedim ya nereden bileyim ben var mı. Ben utanırım birine bunu sormaya, soramam ben bunu. Benim insanlığıma ters, benim siyaset anlayışıma ters. Türkiye'de hepsi var şimdi. Sünnicilik yapılan partiler de var, Alevicilik yapılan partiler de var. Biz onlardan hiçbirisi değiliz. Biz Atatürkçülerin partisiyiz. Osmanlı'da sosyalistler vardı, Osmanlı'da komünistler vardı, Osmanlı'da muhafazakarlar vardı, Osmanlı'da milliyetçiler vardı, Osmanlı'da bir tek Cumhuriyetçi yoktu. Tek bir Cumhuriyetçi vardı, o da Mustafa Kemal Atatürk. Tek Cumhuriyetçi oydu.


ATATÜRKÇÜLERİN PARTİSİ MEMLEKET PARTİSİDİR
Bugün Türkiye'de Türk partisi var, Kürt partisi, var mezhepçi parti var hepsi var. Irkçılar, hepsi var. Atatürkçülerin partisi Memleket Partisidir.


TÜRKİYE BURADAN KURTULMALIDIR
Ne diyor Erdoğan, yerel yönetimle, merkezi yönetim uyumlu olursa daha iyi hizmet olurmuş. Hayatımız, her şeye Erdoğan'a uydurmakla geçti. Anayasa'ya sen uymayınca biz Anayasaya onu uydurduk. "Ya bu Başbakanlık fazla" dedi, Başbakanlığı kaldırdık. Yargıyı kendine bağladı, ekonomiyi kendine bağladı, yani Merkez Bankası Başkanı dayanmıyor senede 4 tane değişiyor. Onun için Türkiye bu raydan çıkmalıdır. Türkiye buradan kurtulmalıdır. Türkiye'nin buradan çıkmasının yolu vardır. İlkeli bir siyaset, omurgalı siyaset kısa vadede kazandırmaz ama uzun vadede mutlaka kazandırır. Ben hepinize çok teşekkür ediyorum. Belediye başkan adaylarımıza başarılar diliyorum. Sağ olun, var olun.


Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin açıklamalarının ardından Memleket Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Berk Hacıgüzeller bir takım açıklamalarda bulundu. İstanbul’da yaşanabilecek olası bir deprem için gerekli tüm projelerinin hazır olduğunu söyleyen Hacıgüzeller’in açıklamasının devamında şunları söyledi;

14 MAYIS’TA SON BİR ŞANS VERDİK BU MUHALEFETE
Sayın Genel Başkanım, değerli arkadaşlarım. Değerli basın mensupları sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Hoş geldiniz. Türkiye'nin içinde bulunduğu ciddi ve derin sorunlara karşı iktidar ittifakının yıllardır süren başarısızlıklarını gördük yaşadık ve hâlâ yaşıyoruz. İktidar ittifakının dışına kalan diğer partilerin de yetersizliklerini, ciddi eksikliklerini görerek böyle gitmez dedik ve bu yola çıktık. Her gittiğimiz şehirde, ilçede, köyde, önümüzü kestiler, kime sorduysak parti kurun ve bu yola devam edin sözleriyle karşılaştık. Aksini söyleyen olmadı. Doğruya doğru yanlışa yanlış yiyeceğiz prensibiyle ve Türkiye'nin en demokratik en katılımcı tüzüğünü yazarak 17 Mayıs 2021 tarihinde Memleket Partimizi Sayın Genel Başkanımızın liderliğinde hep beraber kurduk. Ağır bir pandemi dönemi, orman yangınları, sel felaketleri ve çok ağır bir deprem felaketiyle seçimlere girdik. %60'la kazanıyoruz diyen, ilk turda bu iş bitiyor diyen muhalefet bloğuna 14 Mayıs seçimlerinde son bir şans verdik. Motivasyon ve heyecan arttıkça oylarının da arttığını zanneden muhalefet bloğunun halini hâlâ hep beraber görüyoruz ve yaşıyoruz. Son 20 yılda başarısız olan iktidar yine kazandı, bugün ise yine aynı başarısızlık ülkemizin ve kentlerimizin sorunlarında herhangi bir azalma ve iyileşme maalesef gerçekleşmedi. Düzelme, gidişatta bir düzelme belirtisi bile yoktur.

SORUNLARI YARATANLARDAN ÇÖZÜM BEKLEMEK ZAMAN KAYBIDIR
Değerli arkadaşlar, artık Türkiye'nin sorunlarını ciddiye alan, çözüm üreten, bu çözümleri vakit kaybetmeden hayata geçirecek yeni bir dönem ve yeni bir yönetim anlayışı zorunluluk haline gelmiştir. Vatandaşımızın menfaati milletimizin ve çocuklarımızın geleceğini öncelik alarak üçüncü yol yürüyüşümüzü başlattık ve emin adımlarla ilerliyoruz. Genel Başkanımızın liderliğinde Memleket Partimizin siz değerli kadrolarıyla üçüncü yol döneminde Türkiye'yi hem ülke yönetiminde hem de kentlerimizin belediye yönetimlerinde layık olduğu seviyeye hep beraber çıkartacağız. İşte bu noktada İstanbul yerel yönetimi önemli bir yer tutmaktadır. İstanbul ağır sorunlar içerisindedir. Bu sorunlar İstanbulluları ağır bir yaşamla mücadeleye karşı karşıya bırakıyor maalesef ve biliyoruz ki İstanbul'un sorunları çözümsüz kaldıkça, ertelendikçe, hasıraltı edildikçe Türkiye'nin genel sorunlarını da büyüten bir geniş etki yaratıyor maalesef. Bakıyoruz bir tarafta "İstanbul'a ihanet ettik, bunun sorumlusu biziz" diyenlerin bulunduğu bir yönetim anlayışı var. Diğer tarafta İstanbul Belediyesi eğreti yönetilen bir sıçrama tahtası gibi kullanılma görüntüsü veren bir başka yönetim anlayışı içerisinde. Bu her iki yönetim anlayışının vatandaşlarımızın yaşadığı zorlukları ortadan kaldıramayacağı çok açıktır artık. Sorunları yaratanlardan çözüm beklemek zaman kaybıdır.
MEMLEKET PARTİSİ İSTANBUL’UN SORUNLARINI ÇÖZMEYE HAZIR
Memleket Partisi kadroları olarak İstanbul'a getireceğimiz çözümler Türkiye'yi de rahatlatacaktır. Belediye hizmeti artık alıştığımız, bildiğimiz şekliyle değil, çağdaş boyutta olmalı ve Türkiye'nin bu zor yaşam şartlarının giderilmesi için çözümler getirmelidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 10 ilke altında yöneteceğiz. Bir, akılla, adaletle ve ahlakla, 3A belediyeciliği temelinde bir yönetim anlayışımız olacak. Bilim ana referansımız olacaktır. İki, dürüst, denetlenen, demokrat belediye yönetimi yani 3D belediyeciliği, kısaca yönetim anlayışımızın diğer temelini oluşturuyor. Şeffaf, açık, sorgulanan, vatandaşlarımızı dinleyen bir yönetim göstereceğiz.


İSTANBUL İÇİN DEPREM PROJEMİZ HAZIR
Deprem ve doğal afetlere tam hazırlıklı bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi olacak. Deprem öncesinde, doğal afetler öncesinde, deprem ve doğal afetler esnasında ve yine deprem ve doğal afetler sonrasında olmak üzere 3 ana temelde hazırlıklarımızı en kısa sürede tamamlayacağız. İstanbul'un 964 mahallesinde bu hazırlıklara yapabilecek 6 ila 14 kişi arasında değişen ayrı ayrı ekipler kuracağız mühendisinden teknikerinden acil müdahalesine kadar bunların detaylarını ben ilerleyen günlerde sizlerle paylaşacağım.


77 DÜVEL DE GELSE YENİLMEYECEĞİZ
Mavi yeşil belediyecilik yapacağız. Su, toprak, canlılar, ekolojik dengeyi korumak her kararımızda önceliğimiz arasında yer alacak. Kent yoksulluğu ile mücadele edeceğiz. yapay zeka ve dijitalleşmeyi öncelik alarak etkinlik ve verimliliği artıracağız. Belediyeciliğimiz rant temelli bir belediyecilik olmayacak. Vatandaşımızın menfaati ve çocuklarımızın geleceğini öncelik alan bir yönetim anlayışı içerisinde olacağız. Yerel kalkınma belediyeciliği yapacağız. Bireysel ve toplumsal kalkınmayı arttırıcı, her alanda destek politikaları izleyeceğiz. Engelsiz, eşitlikçi, erişilebilir yani kısaca 3E belediyeciliği altında bir yönetim anlayışımız olacak. Kültür, sanat, tarih belediyeciliği, İstanbul şehrinin 8.500 yıllık kadim tarihine yakışan şekilde gerçekleştireceğiz. Göstermelik yapmayacağız. Değerli arkadaşlar, hayatımız boyunca inandığımız ve takip ettiğimiz değerlerin yenilmediğini biliyoruz. 7 düvele karşı savaşıldığını biliyoruz 77 düvel de gelse yine yenilmeyeceğiz, yine galip geleceğiz. Memleketimizi ve milletimizi içinde bulunduğu çözümsüzlükten kurtarmak için emin adımlarla ilerledik ve bugünlere geldik. Bizler bir inkılapının serveti içinde yattığı vatan toprağıdır diyen dedelerimizin torunlarıyız. Bugüne kadar layık olduk bundan sonra da layık olmaya devam edeceğiz. Bizler, bir ayağı Ankara'da diğer ayağı İstanbul'da, Erzurum'da, Samsun'da, Sivas'ta, Edirne'de, Hakkari'de olan, yüreği memleket sevgisiyle dolu, adaleti önce aklında işleten, her kararında vicdanının sesini dinleyen kadrolarız. Bu ülke ve bu millet ancak ve ancak Memleket Partisi kadrolarının değerli omuzlarında yükselecektir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı konusunda Sayın Genel Başkanıma gösterdiği güven için çok teşekkür ediyorum. Değerli parti teşkilatımız, partimizin değerli MYK ve Parti Meclisi üyeleri sizlere de çok teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, alnımız açık, başımız dik, güneşe yürüyoruz. Biz başaracağız, göreceksiniz, kazanacağız. Çok teşekkür ederim, sağ olun, var olun.